5 Şubat 2009 Perşembe

Geçen Sene Bu Hafta Ne Olmuştu



Geçen sene Şubat ayının ilk haftasonunda ne olmuştu hatırlayanınız var mı? Hafızalarını biraz tazeleyenler, 8 Şubat’ta Aralık ayında yapılması gerektiği halde ertelenen Trabzonspor Genel Kurulu’nun yapıldığını ve şu anda görevde olan Sadri Şener ve ekibinin seçimi kazandığını hatırlayacaktır. Peki genel kurulun olduğu 8 Şubat günü başka ne vardı hatırlayan var mı? “Uzatma sadede gel” diyenleri duyuyor gibiyim, o bakımdan aynı günün akşamında Bursaspor’la lig maçı oynadığımızı da söyleyeyim hemen. “Eee ne var ki bunda” demeyin, biraz sabrederseniz merakınızı gidereceğim. Efendim, 8 Şubat 2008 günün oynanan Trabzonspor-Bursaspor Turkcell Süper Lig mücadelesini yayıncı kuruluş; Trabzonspor ilk 4 içinde olmadığından ve Sivasspor şampiyonluğa (!) oynadığından, Federasyon da 4 maçtan fazlasının canlı yayınlanmasına izin vermediğinden kimse televizyondan canlı olarak izleyememişti.

Yayıncı kuruluşun “TFF izin versin, biz her maçı yayınlarız” mealindeki açıklamaları ve o dönemki Trabzonspor yönetiminin yoğun çabalarına rağmen Haluk Ulusoy’un başkanlığını yaptığı Federasyon, ligin son haftalarında şaibeyi önlemek amaçlı aynı saatteki bir çok maçın aynı anda canlı yayınlanabileceği geçmiş örnekler olduğu halde maçın yayınlanmasına izin vermemişti.

Dikkat edeniniz oldu mu bilmiyorum ancak geçen hafta başında şu andaki Federasyon Lig TV’ye haftada 5 maç yayınlayabilmesi konusunda yetki ve izin verdi ve Cumartesi Trabzonspor, Sivasspor ve Galatasaray, Pazar günü ise Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın maçları yayınlandı. Trabzonspor söz konusu olduğunda verilmeyen yayın izni başka takımlar etkilendiğinde çabucak verildi. Şunu baştan belirteyim lig lideri Sivas’ın maçı yayınlanmasın demiyorum. Öyle ya da böyle, güzel futbol oynayarak ya da oynamayarak, oyunu çirkefleştirerek ya da çirkefleştirmeyerek Sivasspor liderdir ve maçları canlı olarak yayınlanmalıdır. Hatta yayınlanmalıdır ki diğer takımların aleyhine onlarca hakem hatası olurken Sivas’ın aleyhine insanı hayretlere düşürecek şekilde hata yapılmadığına tüm futbol kamuoyu şahit olmalıdır. Sadece sıralamadaki ilk 4 takımın maçı yayınlansın da diyecek değilim. Bir futbolsever olarak, ülkedeki herkesin kendi takımının maçını, taraftar sayıları ne kadar olursa olsun, canlı izlemeleri hakkına sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu sebepten Lig TV, teknik ekipmanları imkan verdiği en çok sayıdaki maçı yayınlamalıdır diyorum. Yani “geçen sene nasıl ilk 4 sıradaki takımların maçı yayınlanıyorsa, bu sene de öyle olsun, 5. sıradaki Beşiktaş’ın maçı yayınlanmasın” çiğliğini yapmıyorum.

Sadece Trabzonspor taraftarını uyanık olmaya davet ediyorum. Lafa geldiğinde ben bu memleketin çocuğuyum diyip, iş icraata geldiğinde İstanbul takımları için sarfettiği enerjinin 10’da birini Trabzonspor’a harcamayanları bir kez daha tanımış oluyoruz. O dönemki yönetim kurulu gereken baskıyı yapmamış, ya da bahsedilen tarihte Trabzonspor yönetimiyle Federasyon başkanı arasında gerginlik vardı gibi bahaneleri kabul etmem ben. Üzerimize yapışan iğrenç “Haluk Ulusoy’un memleketinin takımı” sıfatının aslında Trabzonspor’a ne çok zarar verdiğini, bu abilerin şahıslarla olan kişisel problemlerinde Trabzonspor’u nasıl haksız biçimde cezalandırdığını bir kez daha hatırlatmak istedim. Dikkatlerini çekmek istediğim kesime, kendisine Meydan Parkı’nda destek mitingi yapanlar dahil, aklı başında Trabzonspor gönüldaşı dahil değildir.
*Bu yazı 06/02/2009 tarihinde Taka Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok: