9 Şubat 2009 Pazartesi

Filmden Bir Kare


Serdar Akar'ın filmlerinde futbolu ne kadar çok kullandığını bir çoğumuz biliriz. "Hayat fena halde futbola benzer" sözü, Gemide filminden aklımızda kalan en manidar cümledir belki de.

Beşiktaşlı olduğunu bildiğimiz, futbol sevdalısı Akar'ın filmlerinin ayrı bir tadının olduğunun da hepimiz farkındayızdır. Şiddet'i bu kadar izlenebilir hale getirdiği için kendisine teşekkür ediyorum, ama konumuz Serdar Akar'ın başarılı yönetmenliği değil.

Serdar Akar'ın; Ankara'da yaşanmış gerçek bir hikayeden esinlenerek çektiği "Barda" filminde de aynı şekilde şiddet ve futbol temaları kullanılmıştı. İzlememiş olanlar için anlatayım, içinde mini bir halı saha olan barda her akşam 3'er dakikadan 3'e 3 maçlar oynanmakta ve kazanan takıma o barda 1 yıl boyunca ücretsiz içki servisi yapılıyordu.

Filmin başındaki ilk maç sahnesinde, kahramanlarımızdan Nail (Doğu Alpan), sahada rakiplerini teker teker güzel çalımlarla geçip gollerini atıp, tabiri caizse şov yapmış, maçın yıldızı olmuştu. İşte kahramanımız Nail gollerini sıralarken gözüme halı saha yeleğindeki numarası takıldı.

Tahmin edeceğiniz, edemiyorsanız yukarıda göreceğiniz gibi Nail'in forma numarası 61'di. Ülkenin en büyük futbol şehrinin çıkardığı yıldızları, bu şehrin futbolcu fabrikası olduğunu, şehirdeki herkesin ortalama üstü futbol bilgisi ve yeteneği olduğunu tekrar sıralamama gerek yok.

Futbolla yakından ilgili Serdar Akar, muhtemelen sahada en iyi futbol oynayan kişiye 61 numarayı bilerek giydirdi. Veya Doğu Alpan Trabzonlu ya da Trabzonsporlu olduğu için kendisi bu numarayı giymek istedi. Ya da, hoş bir tesadüf oldu, ve tamamen rassal olarak filmdeki en iyi futbol oynayan karaktere 61 numara rastladı.

3 ihtimal de insana keyif veriyor.

3 yorum:

y'~'t dedi ki...

Merhaba arkadaşım, bloğunu yeni yeni takibe başladım. Gerçekten keyifli bir blog hazırlıyorsun. Gerek ifade yeteneğinle, gerek konu seçiminle, en önemlilerinden biride ana teman "Trabzonspor'umuz" ile :) Yazılarından hissettiğim kadarıyla pazarlamayı da seviyorsun. Bu da çok mutlu etti beni. Bloğumuda takibinde görünce ayrı bir mutlu oldum.
Keyifli bloğun için tekrar tebrik ediyorum.. Takipteyiz.. 7. şampiyonluğumuzun yazısını okumak dileğimle...

Sağ Açık dedi ki...

Selamlar;

Sizin blog'unuzla tanışmamın sebebi de Trabzonspor'umuz dur aslında :) Sanal operatörlükle ilgili internette araştırma yaparken nasıl olduysa geçen sene yazdığınız Trabzonspor yazısıyla karşılaşmıştım :)

Pazarlamayı hem seviyorum, hem de sevmekle kalmıyor meslek olarak da idrak ediyorum. Gönül hem Trabzonsporu hem de pazarlamayı sevince, bu ikisini harmanlayabileceğim bir sektör bulayım kendime dedim ve bir spor pazarlama şirketinde çalışmaya başladım 1.5 sene önce :)

Blog'umu takip etmeniz beni gerçekten çok sevindirdi.

7. Şampiyonluk geldiğinde akıl sağlığımın yerinde olabileceğini düşünmüyorum :) Öyle bir durumda, muhtemelen Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin bahçesinde diğer Trabzonsporlu arkadaşlarla top oynuyor olurum. Benim yerime siz yazarsınız yazıyı artık...

Sağlıcakla

aydın b. dedi ki...

sanırım gözünden kaçmış olsa gerek. bahsettiğin replik bildiğim kadarıyla 'dar alanda kısa paslaşmalar' daydı.

bahsettiğin rastlntıya ise ben dikkat etmemeişim. gerçekten güzelmiş:)