11 Nisan 2009 Cumartesi

733 Bin 200 Euro


2004-2005 sezonunun ortasında Wisla Krakow'dan geldiğinde 2. gün çıktığı idmanda izlemiştim O'nu. Devre arası kampı yapmamasına, fazla kiloları olmasına rağmen topu istediği yere atabilmesi, oyunun yönünü değiştirmesi dikkatimi çekmişti. Nitekim kısa sürede kendini bulduğunda o sezonki takımı zirve yarışına sokan isimlerden biri olmuştu.

Hemşerisi Papa II. Jean Paul öldükten bir kaç gün sonra çıktığı Galatasaray deplasmanında attığı Türkiye'deki 5. golü hala hafızamızdadır bir çoğumuzun. Golden sonra Papa için dua da etmişti Miroslaw.

O sezonun sonunda eski takım arkadaşı Zurawski'nin de Trabzonspor'a gelmesini çok istemiş, yönetici kapışmasının neticesinde Zurawski Celtic'e gitmiş, biz Jun'a kalmış, Şampiyonlar Ligi'nin kapısından dönmüştük. O'nun Trabzonspor'daki kötü günlerinin başlangıcı sanırım bu Zurawski'nin gelmeyişiyle başlıyor. Sonrasında Ziya Doğan dönemi. 2006 Dünya Kupası'nda kaptanlığını yaptığı Polonya'nın turnuvaya ilk turda veda etmesi, o sıralarda hakkında çıkan "kanında bir çeşit virüs bulundu, futbol hayatı tehlikede (Appiah'ın hastalığına benzer)" haberleri, kötü geçen 2006-2007 sezonunun ilk devresine eşiyle yaşadığı huzursuzluklar da eklenince devre arası tatili için gittiği ülkesinden mektup yollayarak (ne nostaljik adammış, helal olsun) dönmeyeceğini bildirmişti.

Kulüp mağdur olduğunu düşünerek ve de haklı olarak konuyla ilgili yasal süreci başlatmış, hem TFF hem de FIFA nezdinde girişimde bulunmuştu. Dün gelen haberlere göre FIFA İhtilaf Çözüm Kurulu Szymek'in Trabzonspor'a 733 Bin 200 Euro ödemesini kararlaştırmış.

Bu konudaki süreç henüz tamamlanmadı. Her ne kadar kendisi için umutsuz görünse de Miroslaw konuyu CAS'a taşıyabilir. Taşımaz da "öderim bu parayı" derse, TV yorumculuğu maaşı yeter mi düşünmek lazım.

Keşke Trabzonspor'la böyle ayrılmasaydı.

Hiç yorum yok: