5 Mayıs 2009 Salı

6 Mayıs 1996

13 Sene önce bugün, 12 yaşında bir çocuk, canından çok sevdiği takımı bir gece önce şampiyonluğu kaybetti diye canına kıydı Karadeniz kıyısında bir evin bahçesinde. Bordo-Mavi'ydi o çok sevdiği takımın rengi. İnsanın aklına geldikçe bir takımı sevmenin, diğer bütün sevgilerden ne kadar büyük olabileceğini gösteren vahim bir olay.

Ah be Mehmet, keşke kıymasaydın canına, on beş günde bir gelseydin sevgilini görmeye. Karşılaşsaydık deniz tarafı kale arkasında, tanıyabilseydik seni. Omuz omuza haykırabilseydik kimi zaman sevgimizi, kimi zaman isyanımızı. Biliyorum, senin yokluğundaki 13 yılda değişen birşey olmadı, farkındayım belki yaşasan 13 yıl fazladan acı çekecektin, ama yine de sen kıymasaydın o güzel canına be Mehmet. Ruh'un şad, mekanın cennet olsun...

Bak Yavuz abi Rahmetli Kazım'a yazdığı mektupta seni sormuş, gör bak unutmadık seni, her mayısta acın binlerce kez yakar yüreğimizi, her ağustosta kupayı sana getireceğimize söz veririz. Bu sene belki zor, ama sana verdiğimiz sözü tutacağız...

" kazım`a

merhaba kazım,

nasıl geçiyor günlerin orada?

sen sevmezsin heyecansız yaşamı. her şey düzenlidir şimdi oralarda. karmşa yok, trafik yok.

istiklal caddesi var mı orada da? mis sokak`ta kaçak çay veren garsona kızdığın gibi " rize çayı" getirin bana diyor musun oradaki hizmet eden meleklere de? yeşil parkanı giyip yağmurlu günde taksinin ön koltuğuna otururken taksici seni tanımasın diye dua ediyor musun hala?

hamsi pişiriyor musun orada? pişirirken de "ben seni sevduğumi dünyalara bildurdum" türküsünü söylüyor musun? sahi kazım cennette hamsi var mı gerçekten? hamsi olmadan cennet bile çekilmez değil mi?

güzelliğini hopa dağlarından almış sesinle " dido`yu söylüyor musun?

manu chao`nun konser vermesi için orada da uğraşıyor musun?. hala st.pauli galip gelince seviniyor musun?

pazar günleri trabzonspor´un maçlarını radyodan mı dinliyorsun hala?

spikerin mikrofonarımız avni akerde diyene kadar sıkıntıdan patlıyor musun? aytekinin verdiği bordo-mavi çubuklu (reklamsız) formanı mı giyiyorsun hep? yenildiğimizde ağlıyor musun hala?

kazım bir kemençe veya bir tulum çalan bulabildin mi orada?

yalnız mısın orada?

kalabalık mı trabzonspor tribünleri?

dozer cemil`de orda mı?

birini daha soracağım sana kazım;

1996 yılında 12 yaşındayken şampiyonluğu kaçırdığımız için kendini incir ağacına asan şehidimiz mehmet dalman`ı gördün mü. mutlaka cennette karşılaşmışsındır. ne yapıyor memedim? iyi mi? büyümüş mü kazım? o trabzon şivesi ile yanına gelip sana o soruyu sordu mu? ona acı haberi verdin mi kazım?

"memedim 22 yıl oldu ve trabzonspor hala şampiyon olamadı" dedin mi ona? söylemeseydin keşke. dayanamaz memedin yüreği. bir kez daha yıkılmasın o küçük dünyası.

sarıldın mı ona sıkıca? daha çok küçük o kazım.. sıkı sarıl ona.hiç bırakma. kimsesi yok orda memedin. onu ilk kez trabzonspor maçına getiren babasını çok özlemiştir şimdi. babalar gününde sarıldın mı ona? sana hediye almak isterdi ama parası yoktur ki orada memedin. olsaydı eğer bil ki son kuruşuna kadar paraya kıyıp sana bir kaşkol alırdı. en güzel bordo-mavi duyguyla örülmüş.

orada da havalar karadeniz dağlarındaki gibi soğuk mudur mu acaba? havalar soğuyunca sıkı sarıl ona kazım. senin yanında götürdüğün bordo-mavi çubuklu formayı ona ver. daha çok küçük o. üşümesin memedim. sen de bilirsin o forma sıcak tutar adamı. çoooook sıcak

koynunda uyut onu. hopa`ya giderken zigana dağlarına bakan gözlerinle bak ona. trabzonspor diye bağıran dudaklarınla öp onu. söyle ona: „memedim, 22 yıl oldu şampiyon olamadık. ama şampiyonluk için uşaklar hala uğraşıyor"

bir de kazım

trabzon maçını izleyenler arasında trabzon 100-0 yenilse bile televizyona en yakın oturan, en çok çay içen, en çok bağıran ve lakabı kama yılmaz olan birini görürsen bil ki o da benim babamdır. senin gibi onu da kanser aldı bizden. bir bayram sabahı memedi de yanına alıp benim için babama bir kez sarılır mısın ve söyler misin ona: „ yılmaz amca oğlun evlendi. 20 gün önce de kızı oldu.ve kızına senin doğduğun köyün adı alona'yı vermişler. babası alona'nın kulağına ezan okuduktan sonra şampiyon trabzon" diye seslenmiş demeyi de unutma emi....

memede sıkı sarıl. o daha çok küçüktür. söz. şampiyonluk kupasını alınca bir senin bir de memedin mezarına getireceğiz. değil 22 yıl, bin yıl beklesek dahi..... "

Yavuz Saltık

4 yorum:

muktedir dedi ki...

Allah rahmet eylesin. Unutmadık Mehmet, unutmayacağızda seni..

memet dedi ki...

Allah rahmet eylesin.ölüme verilen adların hepsi ölüm gibi kötü.umarım mekanı cennet olur kardeşimizin..

HasbelKaderKeita dedi ki...

merhaba abi uzun zamandır takip ediyorum burayı. acaba senin içinde bir sakıncası olmaz ise Yavuz Saltık abinin Kazım abiye yazdığı mektup'u kendi blogumda yayınlayabilirmiyim gercekden cok şey anlatıyor anlayana aynı Trabzonspor'umuz gibi (Anlayana tabiki)

Sağ Açık dedi ki...

mektubun altına yavuz abinin ismini yazdıktan sonra tabii ki kullanabilirsin..bir sıkıntı olacağını sanmam