Başlıktaki kelime grubunu çok duyduk Levent Özçelik'in, Ercan Taner'in, Melih Gümüşbıçak'ın ve daha nice spor spikerinin ağzından. Ve her duyduğumuzda farklı bir sevinç kapladı içimizi, 96'da malum maçta duyamadığımızda kaplayan üzüntü gibi.
Türk futbol tarihine ve dolayısıyla Trabzonspor tarihine ismini altın harflerle kazımış biri Hami Mandıralı. Sokak arasında gol attığımızda ismini haykırdığımız efsane oyuncu. Şampiyonluk kupası dışında ülke şartlarında kaldırmadığı kupa yok belki, ancak o en önemli metali kazanamamanın burukluğu var hala içinde.
Hami yazısı yazmaya kalksam sayfalar dolusu yazı yazmam gerekir. İnternette dolaşırken gördüm şu golünü. Golü maraton tribününde canlı izleyenlerden şanslı kişilerdenim. Bu maçın son dakikasında, durum 5-0 iken Murat Hacıoğlu'yla çıktığı hava topunda yere düşünce kolu kırılmıştı. Hiç kafa golünü hatırlamam Hami'nin, ve hatta ilk kez bir rakip oyuncuyla hava topu mücadelesi yaptığını hatırlıyorum.
Neyse, keşke dünyaya biraz daha erken gelseydim, O'nun gollerinde belki daha bilinçli izler, belki sevinçlerde daha çok kendimden geçerdim. Uzun bir Hami yazısında görüşmek dileğiyle.
"Hami, geliyor topun üstüne, yine direk kaleye, ve goool"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder