Bazı futbolcular vardır, yıldız değildirler, sansasyonel transferler yapmazlar ancak gittikleri takımlara hep faydalı olur, o takımları hedefleri doğrultusunda sırtlarlar.
Geçtiğimiz haftasonu oynanan Manisaspor-Diyarbakırspor maçıyla birlikte iki takım da Turkcell Süper Lig'e yükseldiler. Diyarbakırspor'un sezon başı transfer ettiği Coşkun Süper Lig'e yükselme duygusunu 5. kez yaşamış bir oyuncu. Daha önce, Erzurumspor, Vestel Manisa, Antalyaspor ve son olarak geçen yıl Eskişehirspor'la bu duyguyu yaşayan Coşkun, bu yıl da Diyarbakırspor'u sırtladı.
Sırtları derken, bu sezon attığı gollere bakınca istatiksel olarak pek de sırtladı sayılmaz, çünkü rakip filelere sadece 5 gol gönderebilmiş. Kariyerini incelediğimizde oynadığı maç/gol oranının en düşük olduğu sezon bu sezondur. Ancak bonservissiz geldiği Diyarakırspor'da, yaşanan tüm mali sıkıntılara, devre arasında bir çok oyuncunun ayrılmasına rağmen kaptan olarak gemisini terketmedi, yılların verdiği tecrübesini kullanarak takıma abilik yaptı ve Diyarbakırspor'un tekrar Süper Lig'e çıkmasında pay sahibi oldu.
Aslında herkes O'nu Erzurumspor'u Sadi Tekelioğlu-Muzaffer Bilazer ikilisiyle birlikte lige çıkardığında tanımıştı. İlk kez forma giydiği Süper Lig'de ilk sezonunda 15 gol attı, sonraki sezon yarım devre Erzurum'da 6 gol, yarım devre de Konyaspor'da 9 gol attı. Ardından Denizlispor'a gitti ve orda da 13 gol attı. Sonraki sezon 7 gol attı Denizli'de. Peşinden Samsunspor'a geçti ancak orada sakatlıktan başını kurtaramadı ve dolayısıyla 2002-2003 sezonunu golsüz bitirdi. 2003-2004 sezonuna Denizlispor'da başladı, ilk yarıda 3 az maçta forma giydi ve devre arası Manisaspor'a transfer oldu. 2004-2005'te Manisa formasyla 10 gol atıp Manisa'nın Süper Lig'e yükselmesine katkı sağladı, 2005-2006'da Antalya'da 18 golü buldu ve takımı Süper Lig'e çıkardı, 2006-2007'de yine Antalya'da 9 gol attı ama takımın küme düşmesine engel olamadı. 2007-2008 sezonunun başında Kemal Amca'nın Sergen'le birlikte iki yıldız transferinden biriydi. 20 gol atıp Es-Es'in 12 yıllık Süper Lig hasretine son verdi. Ve bu sezon, biliyorsunuz ki Diyarbakırspor'la aynı duyguyu 5. kez yaşadı.
Coşkun'la ilgili iki ilginç bilgi vereyim. Birincisi futbola askerliği yaptıktan sonra, geç sayılabilecek bir yaşta başladı. İkincisi, Erzurumspor'u Süper Lig'e Sadi Hoca-Muzaffer ikilisiyle çıkardığını söylemiştim. Ardından Muzaffer-Coşkun ikilisi Denizlispor'a geçmiş, Sadi Hoca Trabzonspor'un başına gelmişti. 2001 yılının Kasım ayının başında Trabzonspor Denizlispor'u konuk ederken Muzaffer ilk 11'de, Coşkun da kulübedeydi. İlk 20 dakikada Trazonspor Zafer ve Da Silva'nın golleriyle 2-0 öne geçti. Denizlispor 21. dakikada saatlıktan sebep Bülent Ertuğrul'u dışarı aldı. Peşine 61. dakikada Serdal kırmızı kart görüp Denizlispor'u 10 kişi bıraktı. Hal böyle olunca, herkes maçın alındığını düşündü, Sadi Hoca PAF takımın forveti atmaca Kemal Serdar'ın oğlu Ferdi'yi sahaya sürdü. Ferdi daha sonra baskıdan sebep son vuruşu yapamadığını söylediği iki net pozisyonu harcadı. Son 5 dakikada Sadi Hoca'nın karşısına Erzurumsor'u birlikte Süper Lig'e çıkardığı Muzaffer-Coşkun ikilisi çıktı. 85'te Muzaffer penaltıyla farkı bire indirdi, 90+2'de Muzaffe'in kullandığı kornerd Coşkun kafasının arkasıyla yaptığı garip bir vuruşla durumu eşitledi. İki eski oyuncusunun attığı gollerle maçı kazanamayan Sadi Hoca bu maçın ardından istifa etmişti.
8 Mayıs 2009 Cuma
5 Mayıs 2009 Salı
6 Mayıs 1996
13 Sene önce bugün, 12 yaşında bir çocuk, canından çok sevdiği takımı bir gece önce şampiyonluğu kaybetti diye canına kıydı Karadeniz kıyısında bir evin bahçesinde. Bordo-Mavi'ydi o çok sevdiği takımın rengi. İnsanın aklına geldikçe bir takımı sevmenin, diğer bütün sevgilerden ne kadar büyük olabileceğini gösteren vahim bir olay.
Ah be Mehmet, keşke kıymasaydın canına, on beş günde bir gelseydin sevgilini görmeye. Karşılaşsaydık deniz tarafı kale arkasında, tanıyabilseydik seni. Omuz omuza haykırabilseydik kimi zaman sevgimizi, kimi zaman isyanımızı. Biliyorum, senin yokluğundaki 13 yılda değişen birşey olmadı, farkındayım belki yaşasan 13 yıl fazladan acı çekecektin, ama yine de sen kıymasaydın o güzel canına be Mehmet. Ruh'un şad, mekanın cennet olsun...
Bak Yavuz abi Rahmetli Kazım'a yazdığı mektupta seni sormuş, gör bak unutmadık seni, her mayısta acın binlerce kez yakar yüreğimizi, her ağustosta kupayı sana getireceğimize söz veririz. Bu sene belki zor, ama sana verdiğimiz sözü tutacağız...
" kazım`a
merhaba kazım,
nasıl geçiyor günlerin orada?
sen sevmezsin heyecansız yaşamı. her şey düzenlidir şimdi oralarda. karmşa yok, trafik yok.
istiklal caddesi var mı orada da? mis sokak`ta kaçak çay veren garsona kızdığın gibi " rize çayı" getirin bana diyor musun oradaki hizmet eden meleklere de? yeşil parkanı giyip yağmurlu günde taksinin ön koltuğuna otururken taksici seni tanımasın diye dua ediyor musun hala?
hamsi pişiriyor musun orada? pişirirken de "ben seni sevduğumi dünyalara bildurdum" türküsünü söylüyor musun? sahi kazım cennette hamsi var mı gerçekten? hamsi olmadan cennet bile çekilmez değil mi?
güzelliğini hopa dağlarından almış sesinle " dido`yu söylüyor musun?
manu chao`nun konser vermesi için orada da uğraşıyor musun?. hala st.pauli galip gelince seviniyor musun?
pazar günleri trabzonspor´un maçlarını radyodan mı dinliyorsun hala?
spikerin mikrofonarımız avni akerde diyene kadar sıkıntıdan patlıyor musun? aytekinin verdiği bordo-mavi çubuklu (reklamsız) formanı mı giyiyorsun hep? yenildiğimizde ağlıyor musun hala?
kazım bir kemençe veya bir tulum çalan bulabildin mi orada?
yalnız mısın orada?
kalabalık mı trabzonspor tribünleri?
dozer cemil`de orda mı?
birini daha soracağım sana kazım;
1996 yılında 12 yaşındayken şampiyonluğu kaçırdığımız için kendini incir ağacına asan şehidimiz mehmet dalman`ı gördün mü. mutlaka cennette karşılaşmışsındır. ne yapıyor memedim? iyi mi? büyümüş mü kazım? o trabzon şivesi ile yanına gelip sana o soruyu sordu mu? ona acı haberi verdin mi kazım?
"memedim 22 yıl oldu ve trabzonspor hala şampiyon olamadı" dedin mi ona? söylemeseydin keşke. dayanamaz memedin yüreği. bir kez daha yıkılmasın o küçük dünyası.
sarıldın mı ona sıkıca? daha çok küçük o kazım.. sıkı sarıl ona.hiç bırakma. kimsesi yok orda memedin. onu ilk kez trabzonspor maçına getiren babasını çok özlemiştir şimdi. babalar gününde sarıldın mı ona? sana hediye almak isterdi ama parası yoktur ki orada memedin. olsaydı eğer bil ki son kuruşuna kadar paraya kıyıp sana bir kaşkol alırdı. en güzel bordo-mavi duyguyla örülmüş.
orada da havalar karadeniz dağlarındaki gibi soğuk mudur mu acaba? havalar soğuyunca sıkı sarıl ona kazım. senin yanında götürdüğün bordo-mavi çubuklu formayı ona ver. daha çok küçük o. üşümesin memedim. sen de bilirsin o forma sıcak tutar adamı. çoooook sıcak
koynunda uyut onu. hopa`ya giderken zigana dağlarına bakan gözlerinle bak ona. trabzonspor diye bağıran dudaklarınla öp onu. söyle ona: „memedim, 22 yıl oldu şampiyon olamadık. ama şampiyonluk için uşaklar hala uğraşıyor"
bir de kazım
trabzon maçını izleyenler arasında trabzon 100-0 yenilse bile televizyona en yakın oturan, en çok çay içen, en çok bağıran ve lakabı kama yılmaz olan birini görürsen bil ki o da benim babamdır. senin gibi onu da kanser aldı bizden. bir bayram sabahı memedi de yanına alıp benim için babama bir kez sarılır mısın ve söyler misin ona: „ yılmaz amca oğlun evlendi. 20 gün önce de kızı oldu.ve kızına senin doğduğun köyün adı alona'yı vermişler. babası alona'nın kulağına ezan okuduktan sonra şampiyon trabzon" diye seslenmiş demeyi de unutma emi....
memede sıkı sarıl. o daha çok küçüktür. söz. şampiyonluk kupasını alınca bir senin bir de memedin mezarına getireceğiz. değil 22 yıl, bin yıl beklesek dahi..... "
Yavuz Saltık
Ah be Mehmet, keşke kıymasaydın canına, on beş günde bir gelseydin sevgilini görmeye. Karşılaşsaydık deniz tarafı kale arkasında, tanıyabilseydik seni. Omuz omuza haykırabilseydik kimi zaman sevgimizi, kimi zaman isyanımızı. Biliyorum, senin yokluğundaki 13 yılda değişen birşey olmadı, farkındayım belki yaşasan 13 yıl fazladan acı çekecektin, ama yine de sen kıymasaydın o güzel canına be Mehmet. Ruh'un şad, mekanın cennet olsun...
Bak Yavuz abi Rahmetli Kazım'a yazdığı mektupta seni sormuş, gör bak unutmadık seni, her mayısta acın binlerce kez yakar yüreğimizi, her ağustosta kupayı sana getireceğimize söz veririz. Bu sene belki zor, ama sana verdiğimiz sözü tutacağız...
" kazım`a
merhaba kazım,
nasıl geçiyor günlerin orada?
sen sevmezsin heyecansız yaşamı. her şey düzenlidir şimdi oralarda. karmşa yok, trafik yok.
istiklal caddesi var mı orada da? mis sokak`ta kaçak çay veren garsona kızdığın gibi " rize çayı" getirin bana diyor musun oradaki hizmet eden meleklere de? yeşil parkanı giyip yağmurlu günde taksinin ön koltuğuna otururken taksici seni tanımasın diye dua ediyor musun hala?
hamsi pişiriyor musun orada? pişirirken de "ben seni sevduğumi dünyalara bildurdum" türküsünü söylüyor musun? sahi kazım cennette hamsi var mı gerçekten? hamsi olmadan cennet bile çekilmez değil mi?
güzelliğini hopa dağlarından almış sesinle " dido`yu söylüyor musun?
manu chao`nun konser vermesi için orada da uğraşıyor musun?. hala st.pauli galip gelince seviniyor musun?
pazar günleri trabzonspor´un maçlarını radyodan mı dinliyorsun hala?
spikerin mikrofonarımız avni akerde diyene kadar sıkıntıdan patlıyor musun? aytekinin verdiği bordo-mavi çubuklu (reklamsız) formanı mı giyiyorsun hep? yenildiğimizde ağlıyor musun hala?
kazım bir kemençe veya bir tulum çalan bulabildin mi orada?
yalnız mısın orada?
kalabalık mı trabzonspor tribünleri?
dozer cemil`de orda mı?
birini daha soracağım sana kazım;
1996 yılında 12 yaşındayken şampiyonluğu kaçırdığımız için kendini incir ağacına asan şehidimiz mehmet dalman`ı gördün mü. mutlaka cennette karşılaşmışsındır. ne yapıyor memedim? iyi mi? büyümüş mü kazım? o trabzon şivesi ile yanına gelip sana o soruyu sordu mu? ona acı haberi verdin mi kazım?
"memedim 22 yıl oldu ve trabzonspor hala şampiyon olamadı" dedin mi ona? söylemeseydin keşke. dayanamaz memedin yüreği. bir kez daha yıkılmasın o küçük dünyası.
sarıldın mı ona sıkıca? daha çok küçük o kazım.. sıkı sarıl ona.hiç bırakma. kimsesi yok orda memedin. onu ilk kez trabzonspor maçına getiren babasını çok özlemiştir şimdi. babalar gününde sarıldın mı ona? sana hediye almak isterdi ama parası yoktur ki orada memedin. olsaydı eğer bil ki son kuruşuna kadar paraya kıyıp sana bir kaşkol alırdı. en güzel bordo-mavi duyguyla örülmüş.
orada da havalar karadeniz dağlarındaki gibi soğuk mudur mu acaba? havalar soğuyunca sıkı sarıl ona kazım. senin yanında götürdüğün bordo-mavi çubuklu formayı ona ver. daha çok küçük o. üşümesin memedim. sen de bilirsin o forma sıcak tutar adamı. çoooook sıcak
koynunda uyut onu. hopa`ya giderken zigana dağlarına bakan gözlerinle bak ona. trabzonspor diye bağıran dudaklarınla öp onu. söyle ona: „memedim, 22 yıl oldu şampiyon olamadık. ama şampiyonluk için uşaklar hala uğraşıyor"
bir de kazım
trabzon maçını izleyenler arasında trabzon 100-0 yenilse bile televizyona en yakın oturan, en çok çay içen, en çok bağıran ve lakabı kama yılmaz olan birini görürsen bil ki o da benim babamdır. senin gibi onu da kanser aldı bizden. bir bayram sabahı memedi de yanına alıp benim için babama bir kez sarılır mısın ve söyler misin ona: „ yılmaz amca oğlun evlendi. 20 gün önce de kızı oldu.ve kızına senin doğduğun köyün adı alona'yı vermişler. babası alona'nın kulağına ezan okuduktan sonra şampiyon trabzon" diye seslenmiş demeyi de unutma emi....
memede sıkı sarıl. o daha çok küçüktür. söz. şampiyonluk kupasını alınca bir senin bir de memedin mezarına getireceğiz. değil 22 yıl, bin yıl beklesek dahi..... "
Yavuz Saltık
4 Mayıs 2009 Pazartesi
Trabzonpor'da Geçen Hafta
Trabzonspor Futbol A Takım
Trabzonspor 4 - 1 Kayserispor
Trabzonspor Futbol Paf Takım
Trabzonspor 3 - 0 Kayserispor
Trabzonspor Futbol Genç Takım
Trabzonspor 1 - 2 Arsinspor
Trabzonspor Futbol Bayan Takım
Trabzonspor 3 - 1 Güneşspor
Trabzonspor Basketbol A TakımİTÜ 87 - 85 Trabzonspor
Trabzonspor 68 - 73 Bornova Belediyesi
Tofaş 65 - 71 Trabzonspor
Trabzon Karadenizspor A Takım
Karsspor 3 - 2 Karadenizspor
3 Mayıs 2009 Pazar
Tekke Kızardı, Rubin Lider
Rusya Premier Liga'da Zenit deplasmanda Rostov'a yenilerek liderlik şansını kullanamadı. 54 ve 84. dakikalarda yediği gollere 86'da Pogrebnyak ile penaltıdan karşılık verse de maçı çeviremedi ve bu seneki ilk mağlubiyetini aldı. Fatih Tekke 88 ve 90+1'de gördüğü çift sarı kartla oyun dışında kaldı.
İlginç bir lig Rusya ligi, 7. hafta bitti ve liderin puanı sadece 14 ve yedinci sıradaki takımla arasındaki puan farkı 2. İlk yedi haftada bu kadar puan kaybı olması incelenmesi gereken bir durum. Rusya'da lider Rubin Kazan dün deplasmanda Saturn'ü 5-0 yenerek liderlik koltuğuna oturdu. Gökdeniz forma giymedi.
Rusya'da puan durumu;
İlginç bir lig Rusya ligi, 7. hafta bitti ve liderin puanı sadece 14 ve yedinci sıradaki takımla arasındaki puan farkı 2. İlk yedi haftada bu kadar puan kaybı olması incelenmesi gereken bir durum. Rusya'da lider Rubin Kazan dün deplasmanda Saturn'ü 5-0 yenerek liderlik koltuğuna oturdu. Gökdeniz forma giymedi.
Rusya'da puan durumu;
6 Kupa?
Yoğun iş gündemi, laptopumun hırsızların gazabına uğraması derken gündemden baya uzak kalmışım. Kayserispor maçını izlerken "Michelle" bahsetti. Beşiktaş Divan Kurulu başkanı Yalçın Karadeniz "...tesadüfen şampiyonluk potasına girenler 4., 5. büyük diye kendilerini adlandırıyorlar,bu nereden çıkıyor? biz 3 büyükler bu büyüklüğü nasıl aldık? yüz yılı geçen geçmişimiz, emeğimiz, aldığımız kupalarla. şimdi tesadüfen gelinen noktalarla 4., 5. büyük demenin bir anlamı yok" demiş bir toplantıda. Hayır büyük olmak, kıçımın kenarından uydurma iki şampiyonlukla göğse ikinci yıldızı takmakla, mafya babalarının katkısıyla yüzüncü yıl şampiyonluğu kazanmakla oluyorsa bizim büyük olmak gibi bir niyetimiz yok zaten. Sadece lig şampiyonluğu manasında 6 (altı) kez tekrarlanan başarı nasıl olur da tesadüf olur? Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık kupalarının 5-6 kez kazanılması nasıl olur da tesadüf olur ki? Hayır yani daha önce yapılmamışı yapan Trabzonspor iken, Divan Kurulu başkanı olduğun takımın gayet soyut "halkın takımı" sıfatı dışında elle tutulur hiç bir başarısı yokken utanmadan bu açıklamayı nasıl yaparsın ki?
2003 yılında Antalya'da Türkiye Kupası Finali'nden önce benzer açıklamayı yapan İlhan Cavcav için dönemin Uni-Ts grubu
"İlhan Cavcav
Sen de kimsin
6 tane kupa bi tarafına ...sin" tezahuratını yapmıştı. Farkındayım biraz mühtehcen olacak ancak, 6 tane kupa Yalçın Karadeniz'in ne tarafına ...sin
2003 yılında Antalya'da Türkiye Kupası Finali'nden önce benzer açıklamayı yapan İlhan Cavcav için dönemin Uni-Ts grubu
"İlhan Cavcav
Sen de kimsin
6 tane kupa bi tarafına ...sin" tezahuratını yapmıştı. Farkındayım biraz mühtehcen olacak ancak, 6 tane kupa Yalçın Karadeniz'in ne tarafına ...sin
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)