27 Mart 2009 Cuma

Üşüyorum


Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi, süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum...
*******
Dualarımızla ısınacaksın. Ruhun Şad, Mekanın Cennet olsun

25 Mart 2009 Çarşamba

Böyle Misafir Baş Üstüne


Önceden çok kızardın her gün birilerinin tesislere ziyarette bulunmasına. Ama böyle okul çağındaki ufaklıklar söz konusu olunca düşünceler değişiyor.

Bugün yine bir ilkokul tesislere ziyarette bulunmuş. İlgi sarı saçlının üstünde her zamanki gibi. Fotoğrafta arkada Hayrettin Bey'le sohbet eden ufaklık gelecekteki potansiyel yöneticimiz. Herkes Yattara-Hüseyin ikilisine yönelmişken o Asbaşkan'dan yöneticiliğin püf noktalarını öğreniyor.

Yakma Bizi Mike

Son Avrupa Şampiyonuyla 2010 Güney Afrika bileti almak için birbirinden zor iki maç oynanacak 4 günde. İlki Santiago Barnebeau'da, ikincisi Sami Yen'de. Böyle kilit maçlarda futbolcular kadar hakemler de çok büyük yükün altına girerler aslında. UEFA da sağolsun bu tür maçlara hep kaliteli hakemlerini yollamıştır. İspanya'daki maç için, ismi yaratıcı basınımız tarafından çokça malzeme edilmiş İsviçreli Massimo Busacca görevlendirilmiş. En son Euro 2008'de Almanya'ya elendiğimiz maçı yönetmişti Fotomaç'ın deyimiyle "musakka". Rövanş için de Herbert Fandel atanmıştı, ancak sakatlanmış kendileri. UEFA da yerine İngiltere'nin en tartışılan hakemlerinden Mike Riley'i yolluyor.

Riley'in ismini ilk kez 2004 Ekim ayında oynanan Manchester-Arsenal maçında duymuştum. Manchester, Arsenal'in 49 maçlık yenilmezlik ünvanını sonlandırırken o günlerin bıyıkları terlememiş taze topçusu Wayne Rooney'in kendini atmasına çaldığı penaltıyla Riley'den biraz yardım almıştı. Zaten daha sonradan Mike arkadaşımız Manchester United taraftarı olduğunu açıklamıştı. Premier Lig'in vasat hakemlerinden kendisi, hatta vasatın da altında bir isim. Tartışmalı kararının olmadığı maç sayısı çok azdır. Mesela en son 1 Şubat'taki Liverpool-Chealse maçında korner direği civarında Bosingwa'nın Benayoun'un beline tekme indirmesine seyirci kalmıştı. Hem de yardımcı hakemin olaya çok yakın olmasına ve Mike'ı uyarmasına rağmen. Ki bu maçtan sonra İngiltere medyasında Riley'in bir daha büyük maç yönetemeyeceği yazılmış. Böyle kritik bir maça, böyle kalitesiz, geçmişi hatalarla dolu birinin yollanması kötü olmuş. UEFA hakem atamalarının başında Şenes Bey vardı diye hatırlıyorum, umarım Mike Güney Afrika umutlarını çöpe gönderecek hatalar yapmaz.

Mike hakkında kısa bilgi;

1964 Rotherdam doğumlu, yay burcu.
'89 yılında yardımcı hakem olarak başlamış, 94 yılında orta hakemliğe terfi etmiş. 99'dan beri FIFA kokartı var. Şu ana kadar hangi Türk takımının kaç kez maçını yönetmiş bilgisini de araştırmacı gazeteci arkadaşlar bulsunlar.

Afrika Türkiye'yi Bekliyor

Geçtiğimiz Avrupa şampiyonası öncesi milli takım sponsorlarının yaptığı reklam filmleri çok konuşulmuştu.

2010 Dünya Kupası elemelerinde milli takım kritik İspanya maçlarına çıkmak üzereyken sponsorlar da yeni reklam filmlerini vizyona koydular. Önce Nike'ın "Amansızlar"ını gördük, bugün de TTNet'in "Afrika Türkiye'yi Bekliyor"unu. TTNet'in filmi Avrupa Şampiyonası öncesinde hazırlanan "Ana" ve "Baba" temalı filmleri gibi seyir zevki yüksek ve eğlenceli. Toprak sahada mahalle maçı yapan Afrikalı çocukların, bizim küçüklüğümüzdeki gibi kendilerine hayran oldukları kahramanların isimlerini vermesini konu alan filmi TBWA hazırlamış.

TBWA'yi kutlamak gerek, güzel iş çıkarmışlar. Hatta Nike'ın "Amansızlar"ını bir kez daha izleyince, Oscar almaları gerek diyorum.

Ps: Fatih Terim rolündeki ufaklığa dikkat :)

24 Mart 2009 Salı

Erman Kılıç Beşiktaş'a

Uzun bir süre ara verdiğimiz blog hayatımıza bir transfer haberiyle geri dönelim. İstanbul Büyükşehir Belediye'nin yükselen yıldızı Erman Kılıç Beşiktaş yolunda.

Geçtiğimiz hafta Konya'yı 1 gol 1 asistle yıkan, sezon başında Trabzonspor'un kadrosuna katmaya çalıştığı 26 yaşındaki oyuncu, Beşiktaş'la flört halinde. Hatta hatta flörtü geçelim, 2 buluşma sonra bu iş evliliğe gider diyelim. Forma öpme merasimini yapıp noter huzurunda imza atmasına rağmen transferi gerçekleşmeyen oyuncuları bildiğimizden dolayı, bu transferin sonuçlanmama olasılığını da hatırlatmakta fayda var. Erman Siyah-Beyaz formayı giydiğinde "Sağ Açık demişti" dersiniz.

Hayırlı olsun